F.8.6.1. Besin Zinciri ve Enerji Akışı
Önerilen Süre: 2 ders saati
Konu / Kavramlar: Besin zinciri, besin ağı, üretici, tüketici, ayrıştırıcı, ekoloji piramidi, biyolojik birikim
F.8.6.1.1. Besin zincirindeki üretici, tüketici, ayrıştırıcılara örnekler verir.
a. Parazit besin zincirlerine değinilmez.
b. Ekoloji piramitlerinde enerji aktarımı, vücut büyüklüğü, birey sayısı ve biyolojik birikim vurgulanır.
Ekoloji Piramidi |
8. SINIF CANLILAR VE ENERJİ İLİŞKİLERİ KONU ANLATIMI
BESİN ZİNCİRİNDE ENERJİ AKIŞI
Besin zinciri:Besin zincirinin başlangıcında üreticiler bulunur. Çünkü bu canlılar güneş ışığını doğrudan kullanabilirler. Üreticiler güneş enerjisini dönüştürüp bünyelerinde tutabilirler. Bu yetenekleri sayesinde kendi besinlerini kendileri üretebilirler. Bazı üretici canlılar; bitkiler, algler, klorofilli bakterilerdir. Üretici (ototrof) olan bu canlılar inorganik maddelerden fotosentez yaparak organik madde ve oksijen üretirler.
Besin zincirinde tüketici denen canlı grupları da vardır. Her canlı yaşamını sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. İşte besin zincirindeki tüketici canlı grubundaki canlılar ise bu enerji ihtiyacını üreticilerden karşılarlar. Yani besinlerini kendileri yapamaz, dışarıdan hazır olarak alırlar. Besinlerini dışarıdan alma şekillerine göre tüketici canlılar 3’e ayrılırlar. Sadece et ile beslenen canlılara etobur canlılar denir. Örneğin; timsah, kertenkele, baykuş. Sadece ot ile beslenen canlılara ise otobur canlılar denir. Örneğin; tavşan, maymun, koyun. Hem et hem de ot ile beslenen canlılara ise hepçil canlılar denir. Örneğin; insan, tavuk, ayı.
Bir de besin zincirinin her basamağında bulunabilen çürükçül canlılar vardır. Çürükçül canlılar toprağa düşen bitki ve hayvan artıklarını çürüterek toprağa karıştırırlar. Örneğin; mantar, bakteri.
Doğada bu şekilde birbiriyle ilişkili birçok besin zinciri vardır. Bu besin zincirlerinin hepsi besin ağı olarak adlandırılır.
FOTOSENTEZ:
Fotosentez için gerekli olan maddeler: Canlı organizma, ışık, klorofil, su ve karbondioksit
Fotosentezin canlılar için önemi: Fotosentez bitkinin kendine besin yapma aracıdır. Bitki fotosentez ile hem kendine besin yapar hem de fotosentez sonucu ürettiği besinleri karbonhidrata çevirerek diğer canlıların besin ihtiyacını karşılar.
SOLUNUM
Solunum canlılar için önemi: Solunum canlılar için çok önemlidir. Çünkü canlı ihtiyaç duyduğu enerjiyi solunumdan elde edebilir. En önemlisi ise yaşamsal faaliyetlerin devamı için solunum gereklidir.
a.Oksijenli Solunum: Besinlerin oksijenle yakılması sonucu enerji edilmesidir. Oksijenli solunum sonucunda bol miktarda karbondioksit üretilir. Hayvan, bitki, mantar ve bazı bakteriler oksijenli solunum yaparlar.
b.Oksijensiz Solunum: Besinlerin oksijen kullanılmadan doğrudan yakılmasıyla enerji edilmesidir.Bu solunum türünü ilkel canlılar yapmaktadır. Fakat bitki ve hayvanlar oksijenin yetersiz olduğu durumlarda bir miktar fermantasyon yaparlar. Örneğin; bira, şarap, kolonya, sütten yoğurt yapımı fermantasyondur.
Solunum ile Fotosentezin Karşılaştırılması:
Denklemlerinden görüldüğü gibi solunum ve fotosentez birbirinin tersi denklemlerdir. Fotosentezde giren ürünler solunumda çıkan ürünlerdir. Solunum sürekli yapılırken, fotosentez sadece ışık varlığında yapılabilir.
Yeryüzünden buharlaşan su, atmosferde yoğunlaşarak yeryüzüne yağış olarak geri döner. Bitkiler, hayvanlar, fotosentez, terleme, solunum su döngüsünde yer almaktadır.
Dünyada su miktarı sabittir, buharlaşma atmosferdeki su miktarını artırır, yağışlar atmosferdeki su miktarını azaltır.
Güneşten gelen ısı enerjisi ile yeryüzündeki sular buharlaşır, bulutları meydana getirir. Bulutlarda oluşan yağış tekrar yeryüzüne inerek döngüyü oluşturur.
Havada bulunan oksijen yanma ve solunum olayında kullanılarak, karbondioksit içinde yer alır. Fotosentez olayı ile havaya tekrar oksijen verilir.
Havada bulunan karbondioksit fotosentez ile kullanılarak besinin yapısına katılır. Fotosentez ürünü maddelerin yanması ile havaya tekrar karbondioksit verilir.
Havada bulunan azotu canlılar doğrudan kullanamaz. Yıldırım, şimşek olaylarıyla ve azot tutucu bakteriler havadaki azotu, azotlu bileşiklere çevrilmesini sağlar. Toprağa geçen azotlu bileşikleri bitkiler tarafından kullanılır. Besin zinciri ile diğer canlılara aktarılır. Canlı atıkları ve canlılar öldüklerinde azotlu bileşikler azot ayrıştırıcı bakteriler tarafından ayrılarak, havaya azot şeklinde geri döner.
İnsanların doğal kaynaklara zarar vermeden ve bilinçli kullanımının planlanmasına sürdürülebilir kalkınma denir.
Sürdürülebilir kalkınma için doğal kaynakların sonuna kadar kullanılmaması gerekir. Gelecek nesillerin de dünyadaki kaynakları kullanabilmesi için bu gereklidir
Sürdürülebilir kalkınmanın üç temel saç ayağı vardır. Bunlar sosyal yapı, ekonomi ve çevredir.
1.Sürdürülebilir kalkınma insan ve doğanın birbiri ile uyum içinde olmasını sağlar.
2.Doğal kaynaklar korunur bu sayede gelecek nesillerin ihtiyaçları karşılanmış olur.
3.Doğal çevre korunmakla birlikte, kalkınma sürdürülebilir hale gelmektedir.
4.Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı sayesinde kaynaklar israf edilmez.
5.Enerji tasarrufu sağlanır.
6.Kaynaklar etkin olarak kullanıldığı için dünya daha yaşanabilir olacaktır.
7.Dünyadaki kaynaklar insanlar arasında eşit dağılımını sağlar. Bu sayede savaşlar ve çatışmalar engellenmiş olur.
8.Kaynakların fazla kullanılması engellendiği için hayat kalitesi ve ekonomiye katkı sağlayacaktır.
9.Atık maddeler azalacağı için çevreye zarar verilmez.
10Geri dönüşümün önem kazanmasından dolayı çeşitli iş olanakları sağlanacak, doğal kaynak kullanımı azalacaktır.
Doğal varlıkların etkin şekilde kullanımı çok önemlidir. İnsanlar doğal kaynakları hızla tüketmektedirler. Son yüzyılda dünya doğal varlıkların % 50 sinden fazlasını tükettik .Bu hızla gidersek gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakamayacağız. Bu nedenle insanların kalkınması, doğal varlıkların korunması ile mümkün olacaktır. Sürdürülebilir kalkınma bu dengeyi sağlayarak planlama yapılmasını sağlar.
1.Fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kullanarak kaynak israfı önlenebilir.
2.Artık ve atık maddelerin yeniden kullanımı sayesinde doğal kaynakların kullanımı azaltılabilir.
3.Biyo-teknolojik çalışmalarla beslenme sorunlarına çözüm bulunabilir.
Canlıların yapılarında çeşitli teknolojiler kullanılarak değişiklikler meydana getirmek, bu sayede ihtiyacımız olan ürünlerin üretilmesini sağlayan teknolojiye Biyo-teknoloji denir. Kısaca canlıların ekonomik olarak iyileştirilerek endüstride kullanımını sağlar.
a- GDO ürünler elde edilmesi
Canlıların gen yapısını değiştirerek yeni ve üstün özellikli ürünlerin elde edilmesini sağlar.
b- Genetik ıslah
Üstün özellikleri olan canlıların, bu özelliklerinin başka canlılarda toplanarak daha verimli canlılar üretilmesini sağlar.
c- Kök hücre tedavisi
Kordon kanı ve kemik iliğinden alınan hücreler ile felç, kanser ve genetik hastalıkların tedavi edilmesidir.
d- Aşı üretimi
Biyo-teknoloji sayesinde mikroplara karşı aşı üretilmektedir.
e- Klonlama
Canlıların genetik olarak kopyasını oluşturmaktır.
f- DNA parmak izi
Canlının vücut parçalarından alınan DNA’nın şifresinin belirlenmesidir.
Adli suçlarda, babalık testinde ve kalıtsal hastalıkların belirlenmesinde DNA parmak izi kullanılır.
g- Antibiyotik üretimi
Gelişen mikrop çeşitlerine karşı yeni antibiyotik üretimini sağlar.
1.Biyo-teknoloji sayesinde yeni ilaçlar üretilmektedir.
2.Hastalıkların tanı ve tedavisinde yarar sağlar.
3.Bazı hormon antibiyotik ve vitaminlerin üretilir.
4.Canlılarda bazı zararlı genlerin ayrıştırılmasını sağlar.
5.Yeni ve üstün özellikte (verimli, sağlıklı ve kaliteli) bitki ve hayvanların üretilir.
6.İnsanlarda zarar gören doku ve organların, yapay doku ve organla değiştirilir.
1.Biyolojik silah yapımında kullanılır.
2.GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) biyo-teknoloji ürünüdür.
3.GDO ürünler insanlarda alerjiye ve başka hastalıklara neden olmaktadır.
4.GDO’lu ürünler dünyada DNA kirliliğine neden olmaktadır. Doğal ürünler gittikçe azalmaktadır.
Biyo-teknoloji uygulamaları mikrobiyoloji, biyokimya, moleküler biyoloji, genetik, fizyoloji gibi farklı alanlardan yararlanır.
a- Mikrobiyoloji
Mikropları ve mikroorganizmaları inceleyen bilim dalıdır.
b- Biyokimya
Canlıların vücudundaki kimyasal maddeleri ve kimyasal olayları inceleyen bilim dalıdır.
c- Moleküler Biyoloji
Canlıların yapısındaki protein, nükleik asit ve enzim gibi yapıları inceleyen bilim dalıdır.